6 Mart 2010 Cumartesi

Girişimcilik Akademisi ..

Nasıl ve nerden başlamalıyım desem yalan olur heralde çünkü yazma nedenim çok belli.

Bu bloğu açmaya 05.03.2010 Yıldız Teknik C Blok Konferans salonundaki Young CEO Club ın hazırladığı Girişimcilik Akademisi seminerlerinin 2. oturumdan sonra karar verdim.2009 yılı genç girişimcilerinden biri olan Ömer Ekinci'nin önerisi üzerine tabiki.

Aslında çok uzun zamandır açmak istememe rağmen kendime zaman ayıramama hastalığına yakalandığımdan bunu gerçekleştiremiyordum Ömer Ekinci sayesinde şuan bloğuma ilk yazımı yazıyorum bile ve burdan ona teşekkür etmek istiyorum ..

Dün katıldığım konferanstan bahsetmek istiyorum aslında.. size bu konferans hakkında biraz bilgi vermek ve yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum.. (çünkü bu konferansı uzun zamandır bekliyordum ve sabah dersime gitmememe rağmen sırf konferans için okula gittim.)

Konferansın ilk oturumunda 'Başarılı Girişimci Olmak' başlığı altında Süleyman Orakçıoğlu bizlerle tecrübelerini paylastı. Genç yaşında bunca başarıya ve kariyere sahip olması hepimizi bir kez daha kendine hayran bıraktı.. Duruşu ve asaletini işin içine katmıyorum zaten. Biraz verdiği bilgilerden bahsetmek istiyorum sizlere.

Başarı için ilk söylediği söz 'Herkül kadar güçlü değilsek,Arşimet kadar zeki olmalıyız'dı. Ve başarılı olmak için ona söylenen 2 kuralı bizle paylaştı
1. Başarıya ihtiyaç duymak
2. Merakın olması

Eğer bu iki şeye sahipseniz başarı size gelecektir diyor Orakçıoğlu.

Şuan bunu okuyanlar hadi canım ordan şans olmadığı sürece bunlar hiç birşeye yaramaz. Adamda şans varmış Allah yürü ya kulum demiş yürümüş diyenleriniz elbette olacaktır. Onu da düşünmüş olacakkı Orakçıoğlu 'Siz oyuna hazırsanız ŞANS size yardım edecektir! ' diye devam etti sözlerine.

Ve bizlere vizyonun ne olduğunu sordu.İçimizden gelen haliyle.Her işletmecinin ve işletmenin bir vizyonu bir misyonu olması gerektiğini söyleyerek.Ve ardından Vizyon için şu tanımı yaptı.

Vizyon : PLANLANMIŞ HAYALLERDİR !!

Hayallerimizi planlarsak ulaşmak için hiçbir engelin bizi yıldıramayacağını belirtti.
Ve hayatım boyunca bana yardımcı olacağını düşündüğüm şu tekniği anlattı bizlere.

Kendimizi 3 farklı odaya teker teker koymamızı istedi.

1. Oda= Hayaller Odası

Bu odada engel yok.Unutmayınki hayal gücü sınır tanımaz. Bu odada günlük stresten kendimizi arındıralım dedi. Ve yalnızca olmak istediğimiz yer ,yapmak istediğimiz sey ve kişileri düşünelim. Hayallerimizi olabildiğince büyütelim. Hatta bir tabir varya hani Kaf Dağının arkasını hayal etmek diye işte tam onu başaralım bu odada istedi.

2.Oda=Engeller Odası

Kurduğumuz hayallerin 3 yada 4 tanesibi seçip bu hayallerin üzerindeki engelleri düşünelim. Engeller odası bizim için sevdiklerimizle fikir alışverişi yapabileceğimiz tartışabileceğimiz bir yerde olabilir.Çıkabilecek tüm engelleri düşünüp çözüm arayalım. Planlarımızı aksatmamak için çözümler. Olabildiğince kafa patlatıp tespit edebildiğimiz kadar olası sorunları tespit edelim.Ve bütüm bu işlem bittikten sonra elimizde artık bir 'REÇETE' var dedi.

3.Oda=Uygulama Odası

Uygulama odası çok önemli. Çünkü hayal ettiğimiz şeyin ne kadarını hayata geçirebiliyorsak o kadar başarılı oluyoruz demektir.Hayal dünyasında yaşamaktan arınıyor ve başarıya koşuyoruz demektir.Ve EMPATİ sihirli sözcüğümüz. Çok önemli.
1) Beni NEDEN seçsin?
2) Beni NE İÇİN seçsin?
3) Beni NEDEN alsın?
Bu sorulara karşımızdakinin gözüyle bakabilip cevap verebilecek duruma gelebiliyorsak bunu başarabiliyorsak birşeyleri aşabilme bazı duvarları kırabilme şansımız var demektir. Empatinin öneminin işte burada devreye girdiğini belirtti.

Ve tekrar yeniliyor Orakçıoğlu ' Siz Oyuna hazırsanız Şans size yardım edecektir!'

Seminerin sonuna doğru bizlerden soruları almadan önceyse bizlerden 2 şey yapmamızı istiyor Orakçıoğlu.

1. Aşamada : Çalışmayı istediğimiz firmaları seçmemiz ve mercek altına almamız. Sonrada o firmalara başvurmamız.Başvurmadan önceyse en az 6 ay bir iş tecrübemizin olması. Çünkü işte ilk 6 ay yada biraz daha falası pişme yani ezilme dönemidir. Sen kim olursan ol diyor.

2. Aşamada : O firmanın rakipleriyle ilgili bir araştırma yap diyor.Objektif bakış & akıl gücümüzü birleştirmemizi istiyor bizden.

Son olarak modaelinizde.com'u nasıl kurduğunu ve genç beyinlere nasıl yardımcı olduğunu ve onlar sayesınde nasıl yenı bır dalda basarıya ulastıgını anlatıp bizlere veda ediyor. Gerçekten bu güzel öneriler için Süleyman Orakçıoğlu'na teşekkr ederiz..

Konferansın araya girmesinden sonra bu bloğu yazma nedenim olan genç girişimci Ömer Ekinci alıyor sahnedeki yerini. Hatta öyle bir alıyorki izleyenlere nasıl yani dedirtiyor. Bir kere oldukça genç ve ilginç birini sahnede görünce (ilginç dememin nedenini birazdan açıklayacağım) oldukça şaşırdım. Konferansı düzenleyen herkesle tek tek şakalaşıp bizlerle önceden tanışıyormuş havasında bir samimiyetle konuşuyordu. İlk dakikalarda girişimcilik adakemisi programlarını düzenleyen arkadaşımız Berkan'ı çağırın bana diyip elindeki box eldivenlerini bizlere göstermesi salonda bir bomba havası yarattı =)

Neyse gelelim bize verdiği bilgi ve tecrübelere. Şimdi bunu okuduktan sonra belki araştırma yaparsınız merak edip diye belirtmek istiyorum kendisi 1984 doğumlu biri ve yaptıkları onun 40 lı yaşlarda olduğu izlenimine kapılmanızı sağlayabilir. Bunu söyleme nedenim bize söylediği gibi o yaptıysa bizimde yapabileceğimiz hiçbir zaman unutmamız içindi.

Konferansta anlattıklarını elbette sizlerle paylasacağım ancak daha çok konferansın bana kattıklarını anlatmak istiyorum.

Öncelikle üniversitede 3.yılım ancak hazırlıktan yada 1. sınıfın ilk döneminden sonra 1 yıl kabuğuma çekilmiştim. Kişsel gelişim ve girişimcilikle çok ilgilenirken kendimi dünyadan soyutlamıs hale gelmiştim resmen. Bu dönem (22 Şubat itibariyle özellikle) bir kulüp kurmak hevesiyle herkesi ayağa kaldırmış ve içimde o 1 yıldır biriktirdiğim yaşama hevesimle yeniden başlamıştım adeta hayata. Bu konferans bana isteyipte erteleğim nasılsa zamanım çok dediğim onca şeyin aslında çok önceden yapılabileceğini gösterdi. Doğru zamanda doğru yerde olmanın önemini bir kez daha hatırlattı.Hayatta hiçbir şey için mazerete gerek olmadığını. Dünyada ölümde olsa hayatın hep devam ettiğini hayallerimizi peşinden koşmayı ne olursa olsun bırakmamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Konferansın başında bana süpriz yapıp beni yalnız bırakmamak için gelen 2 yakın dostum bu konferansa girmemem için beni caydrmaya çalışırken artık her hafta gelmek istediklerini konferans snunda bana tesekkr ederek bildirdiler. Başarılı olduğum için birçok şey gelmişti zamanında başıma. Dost dediğim insanların yok olduğunu görmüştüm. Beni yapmadığım şeyleri yapabilmekle suçlamışlardı belkide bunun doğal birşey olduğunu öğrendim bu seminer sonrasında ve kendimi geri çekmemin ne kadar boş olduğunu anladım. Şuan çok daha rahatım mesela. Eleştirinin ne kadar değerli olduğunu ve herzaman benden daha iyisinin çıkabileceğini,hiçbir zaman tek kalmayacağımı ama ilklerin unutulmayacağını öğrendim. Bununla birlikte çok içten ve candan bir insan olan Ömer Ekinci ile tanışmış oldum. Şuan bu bloğu yazıyorsan onun sayesindedir. Benim hep söylediğim birşey vardı. Konuşmacı olmak ,kişisel gelişim uzmanı olmak yada bildiğim ne varsa herkesle paylaşmak(ahmet şerif izgören'in uğurböceklerinden olmak istiyorum ya hani) ,paylaştıkça çoğalmak başarmak ve mutlu olmak. Dünkü konferansta onca insan arasından Ömer ekinci beni seçip konferansta bana bir şirket kurduracağını söyleyince (süremiz yetmesede sözünü tutmaya devame diyor emin olabilirsiniz)şaşırmıştım. Bana ilk olarak yapmam gereken birkaç şey söyledi işte bu blog bunlardan bir tanesi sadece. Platforma çıktığımda bana ilk olarak 'Şans insanın başına gelen şey değil onlara ne reaksiyon verdiğidir' dedi. Ardından salondaki herkesten gözlerini kapamasını ve simyacı adlı kitapta yazan benim o çok sevdiğim şu sözleri söyledi ard arda 4 defa . 'Bir insan bir şeyin olmasını ne kadar isterse tabiattaki herşey onun olmasına yardım eder' ve gözlerimi açtığımda bu yöntemi kullanmasının yanında birinin bana yaptırmasının ne kadar harika olduğunu hissedip istediğim herseyin peşini bir kez daha bırakmamakta ne kadar haklı olduğumu anladım.

Sevgili Ekinci seminerin sonunda belkide en çok işimize yarayacak sözleri söyledi diye düşünüyorum. Teşebbüs edin olmadı mı? bir daha olmadı mı? bir daha olmadı mı? bir daha. Olumsuzluklardan kaçmayın. Yalnızca isteyin ve deneyin. Ne kadar doğru değil mi ?

Bana kattığı onca güzel şeyden sonra hem bu organizasyonu düzenleyen Girişimcilik Akademisi ekibine hem sayın Süleyman Orakçı'ya hemde bana her zaman destek olacağını hissettiren beni davamda yalnız bırakmayacağını bildiğim Ömer Ekinci'ye teşekkürlerimi iletmek istiyorum..

Ömer Ekinci 'nin hazırladığı slaytı ve sunumu sitesini takip ederek bulmanız mümkün ..www.omerekinci.com

4 yorum:

  1. Sevgili Gizem,

    Ben de senin sözümü tutup blogunu açmana karşılık, ilk takipçin olmaktan ve blogunu izleyen ilk kişi olmaktan dolayı çok mutlu olduğumu belirtmek istedim.

    Konferanslardan sonra sık sık açılan bloglarla karşılaşmaya ve ilk yazılarının bana dair olmasına alışkınım.

    Ama sunumumu senin kadar güzel ifade eden çok az öğrenci arkadaşım olmuştur.

    Bütün başarılarını paylaşacağın bir ağabeyin olmak dileğiyle.

    YanıtlaSil
  2. kaptan hayırlı olsun inş :)
    ilk yazını okudum ve seminerlere adeta geri dönüş yaptım .tebrikler kaptan bu kadar güzel anlatımın için... başarılarla dolu yarınlara...

    YanıtlaSil
  3. Bayada zaman geçmiş

    YanıtlaSil