11 Mart 2010 Perşembe

Hayat bir yarışmış meğerse en acımasızından :S

Hayat acımasız bir yarışmış meğerse..

Ben bu satırları yazarken bir yandanda babamın bana anlattıklarını dinliyorum aslında. Dinliyorum ama zaten ağıran başım şuan sinirden çatlıyor resmen. İş hayatında olabilecek en kötü ne olabilirki diyorsunuz belki ama işte öyle değilmiş. Günlük hayattaki kıskançlıklar hiçbirşeymiş az önce duyduklarımın yanında.

Hani hep derler ya "başarılı insanların çevresi gitgide azalır" diye hakikaten çok doğru. Hem kendi yaşantımdan hemde çevremden bunu çok iyi görebiliyorum. Ama malesef çocukluğumdan beri babamın daha doğrusu rahmetli dedemin "iyiliğe iyilik her kişinin karı ama kötülüğe iyilik Er kişinin karı"lafıyla yetiştiğimden ,adaletin, insanlığın, affetmenin benim için çok önemli kavramlar olmasından dolayı bildiğim halde bu acımasız yarışta hep yara alan taraf oldum. Bu nedenle olucakki babam bugün benimnle tecrübelerini paylaşmak istedi. Epey bir süre anlattıklarını bilgisayar ekranına bakarak dinlemiyormuş gibi hafızama alsamda aslında içten içe oldukça sinirlendim. Yaşadıklarınızla bağdaştırıyorsunuz ister istemez. Bana herkese hergün bildiği öğrendiği tüm bilgileri aktardığını bunda bile sorunlar çıktığını ama o ısrarla devam ettiğini söyledi. Ve benden ne olursa olsun tecrübe ve bilgilerimi herkesle paylaşmamı istedi.

Rahmetli dedmle babam arasındaki ufak bir diyoloğu aktardı.
Dedem birgün babama dönüp "oğul neden güreşçiler artık hemen sırt üstü düşer duruma geldi ?" diye sormuş. Babam da sanırım beslenme tarzımız biraz dengesizleşti ondan olabilir mi ? dediğinde . Hayır oğul bundan değil her pehlivan çırağına kendi bildiklerinin hepsini değil sadece bir kısmını aktarır ki birgün çırak onu yenemesin usta çırağı geçmesin diye demiş. İşin kısası Bir pehlivan 10 fent biliyorsa çırağına 9 fent öğretirmiş oda çırağına 8 oda çırağına 7 fent ve bu devran böyle gidermiş.Böylece asla usta çırağı geçemezmiş ama sürekli bir gerileme olurmuş.

Bu nasihat babamın aklından hiç çıkmamış. Ne kadar bildiği varsa herkesle paylaşmış ama o günün sonunda kendine hep yeni birşeyler katmayıda asla ihmal etmemiş. Böylelikle her gün yeni bir bilgi aktarırken kendinede yeni bir bilgi kattığından yine usta olan o olmuş.

Sabır çok önemli dedi. Sabır, disiplin ve ileri görüşlülük.
Birgün iş yerine gittiğinde odanın kapısını açıkta bulabilirsin evrakların çalınmış yada kaybolmuşta olabilir ama sen önceden bu ihtimali düşüneceksin ki sıkıntıya düşen sen olma. Ava gelirken avlansınlar kendi silahlarıyla dedi. İşini kendi işin gibi sev ve koru dedi. Ne olursa olsun sen prensiplerinden ödün verme. Birgün sana yapılabilecekleri düşün ve kimseye yapma.

Bilseniz babamın ne pirpirikli olduğunu ve benim ilk kez babamı bu kadar saat dinleyebildiğimi bunların ne kadar önemli olduğunu anlardınız gerçekten. O duyduklarımdan sonra artık her yaptığı davranışın ne kadar haklı olduğunu düşünmeye başladım. Belki ilk kez empati kurmayı başarabildim yada geç kalınmış bir empati kurdum onunla. Tek bir boş kağıdı bile yanlışlıkla eve getirsek verdiği tepkinin neden yerli olduğunu anladım. Takıntı olarak gördüğüm şeylerin ne kadar büyük tecrübeler olduğunu anladım.

Bu acımasız ama gerçek olayları tecrübeleri benimle paylaşıp bunca yıl namusuyla ve prensipleriyle çalışan babama Teşekkürlerimi iletmek istiyorum.. Şimdi on u daha iyi anlıyorum ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder